
"Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle" diyen atalarımızın hakkı var.Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi olan pekmez, sofralarımızı süslemekten öte, vücudumuza sağladığı yararıyla da çok önemlidir.Bilimsel araştırmalarla desteklenen bilgiler doğrultusunda; hızlı şekilde kana karışabilen pekmez, enerji ihtiyacımızın "acil" kaynağıdır.
Ortalama 2 yemek kaşığı pekmezde; ihtiyacımız olan 2 miligram demir, 80 miligram kalsiyum ve 58 kilokalori enerji bulunduğu araştırmacılarca söylenmektedir. Hareket etme durumu çok olan; ,enerjisi yüksek çocuklarda, sporcularda, işçilerde, hamilelerde ve emziren annelerde tüketimi çok önemlidir.
Sindirim sisteminde parçalanmadan, direk kana geçen yapısı sayesinde ihtiyacı karşılamada etkendir.Üretimi yöreye ve bu yörelerin ihtiyaçlarına göre değişkenlik gösteren pekmez; aşırı soğukların olduğu bölgelerde yüksek enerjili yapısı göz önünde bulundurularak tüketilmektedir. Esası üzüm şiresine dayanır. Asitliğini düzenleyici olarak pekmez toprağı uygulanır.Bununla beraber içerisine eklenebilecek, yumurta akı ve kıvam verici olarak kullanılan balile de üretimi yapılmaktadır.Kaynatma metodu uygulayanlar ve güneşte kurutanların "gün pekmezi" dedikleri türleri vardır.
Kaynatılarak yapılan pekmez, gün pekmezine göre daha kıvamlıdır.Sadece üzümle kalmayıp üretien; dut pekmezi, kuşbunrnu pekmezi, kırmızı pancar pekmezi, keçiboynuzu pekmezi, andız pekmezi, karadut pekmezi de vardır.Genel olarak; kana hemen karşan yapıları sayesinde; enerji verici ve antioksidan olarak tüketilir. Sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi üzerinde yatıştırıcı ve onarıcı etkileri vardır.
Bunlarla beraber; hamile ve emziren anneler için; süt arttırcı etkileri de azımsanamayacak orandadır.